• BIST 9887.75
  • Altın 2883.89
  • Dolar 34.1471
  • Euro 38.0345
  • İstanbul 20 °C
  • İzmir 23 °C
  • Ankara 16 °C

Türkiye’de Her 100 Bin Çocuktan 11’inde Diyabet Görülüyor

Türkiye’de Her 100 Bin Çocuktan 11’inde Diyabet Görülüyor
Türkiye’nin ilk diyabet sempozyumu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı ve Diyabet Bilim Dalları ile Türk Diyabet Vakfı ve Türkiye Çocuk Endokrinolojisi ile Diyabet Derneği katı

Türkiye’nin ilk diyabet sempozyumu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı ve Diyabet Bilim Dalları ile Türk Diyabet Vakfı ve Türkiye Çocuk Endokrinolojisi ile Diyabet Derneği katılımıyla İzmir’de gerçekleştirildi.
 
 Sosyal Güvenlik Kurumu  verilerine göre ülkemizde sağlık için ayrılan her 4 liradan 1 liranın harcandığı diyabet hastalığının tanı ve tedavisindeki son teknolojik gelişmeler konuşuldu. Avrupa ülkelerine göre diyabet artışının 4 kat hızlı ilerlediği Türkiye’de yetişkin diyabet hastalarının yüzde 60’ı, hastalığının farkında olmazken, 17 yaş altı çocuklarda ise son yıllara göre diyabette artış olduğu gözlendi.
 
 ÇOCUKLARDA DİYABET ARTIYOR 
 
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Damla Gökşen, daha çok çevresel faktörlere bağlı olarak çocukluk çağında görülen diyabetin, son yıllarda artış gösterdiğine vurgu yaparak, Türkiye’de her 100 bin çocuktan 11’inde diyabet görüldüğünü söyledi. 10-14 yaş aralığında yüzde 40, 5-9 yaş aralığında yüzde 25 ve 5 yaş ve öncesinde ise yüzde 15 civarında diyabetli çocuk olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Damla Gökşen, “Türkiye’de 23 milyon, 17 yaş altı çocuk var ve bu çocuklardan kayıtlara geçen 17 bin 115’inde tip 1 diyabet (çocuk tipi) var. Bu artışın tam nedeni açıklanamıyor ancak çevresel faktörler önemli bir etken. Kış aylarında özellikle viral enfeksiyonlara neden olan virüsler, şeker hastalığını tetikliyor” dedi.
 
KANTİN YASAKLARI İSABETLİ 
 
Türkiye’de çocuk ve erişkinlerde diyabetin ortaya çıkışındaki artışın yeterince önlenemediğini aktaran Prof. Dr. Gökşen, “Çocuklarımızın yaşam tarzını daha sağlıklı hala getirmek için uygulanan kantin yasakları oldukça isabetli. Milli Eğitim Bakanlığı, Çocuk Endokrin ve Diyabet Derneği ile Diyabet Çalışma Grubu’nun yaptığı çalışmalar sonrası okulların kantinlerinde kola, cips gibi yağlı ve şekerli gıdaların satışında kısıtlamalar getiriliyor. Bunun yerine çocuklar daha sağlıklı gıdalar tüketmeli ki, ilerde şeker hastalığı ile karşılaşma risklerini aza indirebilelim” dedi. 
 
YAPAY PANKREASA BİR ADIM KALDI 
Pankreası taklit edebilecek bir cihaz olarak tasarlanan ve yapay pankreas denilen cihazların şeker hastalarının hayatını kolaylaştıracağını ifade eden Prof. Dr. Damla Gökşen, “Yapay pankreasla ilgili çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Birkaç yıl içerisinde yapay pankreasın diyabet hastaları tarafından kullanılabileceğini öngörüyoruz. Yapay pankreas, akıllı telefondan küçük bir cihaz olarak tasarlanıyor. Glikoz sensörü, insülin dozunu hesaplayıcısı ve akıllı pompadan oluşan 3 sistemden meydana geliyor. Alıcıdaki algoritma, kişinin hareketlerine, yediğine içtiğine göre ne kadar insülin gerektiğini hesaplıyor ve insülin pompasına gerekli dozu vermesi için sinyal veriyor. Sistem gereken insülini otomatik olarak hastaya veriyor” şeklinde konuştu. Yapay pankreasla birlikte diyabet hastalarının parmaktan kan şekerini daha az ölçeceğini, iğne yapmak zorunda kalmayacağını, şekerlerinin normal seviyeye yakın seyredeceğini ifade eden Prof. Dr. Gökşen, “Yapay pankreas da olsa bunlar insan yapımı şeyler, bozulabilirler. Bu nedenle hiçbir zaman “hastalık bitti” ifadesini kullanamayız. Şu an kullanılan sistemde hastalar, yemek yiyecekleri zaman karbonhidrat sayıyor. Bu oranı pompaya giriyorlar. Yani yine insan müdahalesi söz konusu. Yapay pankreasta ise yemek yendiğinde ve egzersiz yapıldığında pompa algılayacak ve insülini kendi ayarlayacak” şeklinde konuştu. 
 
AVRUPA’YI 4’E KATLADIK 
Diyabetin 20 yıl içerisinde 500 milyondan fazla insanı etkileyeceğini belirten Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, “Türkiye’de şu an 11 milyon diyabet hastası var ve ne yazık ki bu kişilerin yüzde 60’ı diyabet hastası olduğunun farkında bile değil. Yani tanısı konulmamış. Her yıl 5 milyon kişi ne yazık ki diyabet nedeniyle hayatını kaybediyor. Küresel sağlık harcamalarının yüzde 12’si diyabete harcanırken, SGK verilerine göre Türkiye’de sağlık için ayrılan her 4 liranın 1 lirası diyabete harcanıyor. Tüm bu harcamalara ve ölüm oranlarına rağmen, diyabet kontrol altında değil.. Yani bir farkındalık söz konusu değil. Avrupa ülkelerine göre Türkiye’de diyabetin artış hızı 4 kat fazla. Bu önemli bir oran” dedi. 
 
SAHTE ÖLÇÜM CİHAZLARINA DİKKAT 
Türkiye’nin diyabetle mücadelede teknolojiyi kullanmak zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Selçuk Dağdelen, “Türkiye’de kan şekeri ölçüm cihazları ile ilgili ciddi bir kalite sorunu söz konusu. Geri ödeme koşulları da bu “çakma” denilebilecek kalitesiz cihazların yaygın şekilde kullanılmasını teşvik ediyor. Diyabet hastasının olduğu her eve gitseniz farklı markalarda ne olduğu belirsiz kan şekeri ölçüm cihazları görürsünüz. Çünkü vatandaş kaliteli bir ölçüm cihazı almak isterse fark ödemek zorunda kalıyor. Bu ölçüm cihazları nedeniyle bazı hasta grupları, özellikle de çocuklarda yaşamı tehdit edebilecek acil dalgalanmalar olabiliyor” dedi. 
 
SİMİT DÜNYASINDA YAŞIYORUZ 
Türkiye’de diyabet hastalığının bu kadar hızlı artışının nedenlerini de sıralayan Prof. Dr. Dağdelen, “Türkiye’de önemli bir sosyal değişim oldu. Köyden kente göçün de hızlanmasıyla tüm vatandaşlar, daha şehirli bir hayat yaşamaya başladı. Ayrıca Türkiye kültür olarak karbonhidrat ağırlıklı beslenen bir ülke. Dünyanın 4 katı, Avrupa’nın 7 katı kişi başı ekmek tüketiyoruz. Bu kadar ağır karbonhidratla beslenirseniz diyabet artar. Türkiye simit dünyasında yaşıyor, mesele bu. Anneler, sabah çocuklarına unlu mamuller yapıyor, simit yediriyor, pasta böreklerle besliyor. Herkes kahvaltıya saf karbonhidrat alarak başlıyor. Özetle hareketsiz yaşam ve karbonhidrat ağırlıklı ve aşırı beslenme diyabeti beraberinde getiriyor” dedi. / EGE BASIN GRUBU // Volkan Çakır – Mehmet Özdem

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.