UĞURTAŞ’TAN ÇAĞRI: SUSUZLUK GELMEDEN BİZ BİR ARAYA GELELİM
Uğurtaş’tan Çağrı: Susuzluk Gelmeden Biz Bir Araya Gelelim
11 Aralık 2020 Cuma 12:03
Uğurtaş’tan Çağrı: Susuzluk Gelmeden Biz Bir Araya Gelelim
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in İzmir’in gelecekte su kıtlığı sorunu ile karşılaşabileceği gerçeğine ilişkin açıklamalarını değerlendiren İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, susuzluğun hayatın her alanını sekteye uğratacağına dikkat çekerek; konuya ilişkin tüm kurum ve kuruluşların katkı koyacağı ortak bir platformun oluşturulup, çalışmalara bir an önce başlanması gerektiğini vurguladı. Uğurtaş, “Aksi halde günü geldiğinde bu konuda geç kaldığımızı görmek, yapacağımız en büyük hata olacaktır” dedi.
Son yüzyılda insanoğlunun doğa ile barış içinde yaşamayı beceremediğine dikkat çeken Uğurtaş, bu nedenle bizlere henüz uzakmış gibi görünen küresel ısınma, su kaynaklarının azalması, iklim dengelerinin bozulması gibi konuların kapımızın önünde olduğunu vurgulayarak, bazı emarelerin de yaşanmaya başladığını söyledi.
Söz konusu olumsuz gelişmelere ve beraberinde getireceği kıtlık sinyallerine ‘dur’ denilip çözüm üretilmemesi durumunda insanoğlunun günü geldiğinde çaresiz kalacağının altını çizen Uğurtaş, konuya ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu uyarılara son olarak İzmir’in su problemi ile ilgili yapılan öngörüler eklendi. 30 Kasım’da İZSU tarafından verilen rakamlara göre; Tahtalı Barajı’nda yüzde 35,6, Balçova Barajı’nda yüzde 15,64, Ürkmez Barajı’nda yüzde 29,61, Güzelhisar Barajı’nda yüzde 45,36, Gördes Barajı’nda yüzde 4,66, Alaçatı K. Aktaş Barajı’nda yüzde 12,96’lık doluluk oranı gözükmektedir Durumun ne denli kritik olduğunu gözler önüne sermek için bu rakamları tek tek vermek istedim. Küresel iklim değişiklikleri ile yağış alımı azalan ülkemizde su tasarrufu bilincinin olmaması, su dağıtımlarında yaşanan kayıp ve kaçakların yanı sıra var olan su kaynaklarının kirliliğe ya da yaşamsal yapılara teslim edilmesi nedeni ile ciddi bir tehdit altındayız. Bu yoksunluğu sadece içme suyu olarak görmemek gerekir. Yaşamın diğer alanlarında olduğu gibi sanayi için de su vazgeçilemez bir girdidir. Günü geldiğinde yaşanabilecek su kıtlığı, pek çok sanayi tesisinin kapanmasına, üretim ve istihdamın kaybolmasına neden olabilir. Bu nedenle tüm bu konular bugünden konuşulmalı ve tartışılmalı, alınacak önlemler, uygulanacak politikalar toplumsal uzlaşı halinde oluşturulmalıdır. Bu sorumluluk sadece belediyelerin ya da ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının değildir. Organizasyonların da bu konuda ellerini taşın altına koyması gereken ciddi sorumlulukları vardır. Bu tehdide karşı tüm kurum ve kuruluşların bir arada, ortak çözümler üretmesine imkan verilecek ortamlar yaratılmalıdır.”
Yeterli su kaynaklarının elde edilmesi konusunda İAOSB olarak alternatifleri masaya yatırarak değerlendirmeye başladıklarına dikkat çeken Uğurtaş, ileri arıtma yolu ile sanayiden gelen atık suyun proseslerde ve bahçe bakımı, peyzaj gibi işlerde kullanılabilecek su haline getirilmesi, deniz suyunun kullanım suyuna çevrilmesi gibi projeler üzerinde çalıştıklarının bilgisini verdi.
Söz konusu planlamalara yönelik karşılaşılan en temel sıkıntının finansman olduğunu vurgulayan Uğurtaş, “Ne yazık ki ülkemizde çevre ile ilgili yatırımlar hala yüksek maliyetlere sahip. Bu tür projelere; uygun vadelerde, uygun ödeme ve faiz şartlarında kredi bulmak da zor. Ancak başta da söylediğim gibi o kötü gün geldiğinde ‘ne yapacağız’ sorusuna teslim olmamak için bugünden bir şeyler yapmak zorundayız” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.