TARIMSAL ÜRETİM GÜMRÜK BİRLİĞİ’NE DAHİL OLACAK
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, 2017 yılının başlangıcı ile Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşmasında tarımsal üretimin de kapsayacağını ve çiftçileri destekleyici politikaların devam edeceğini söyledi.
19 Ağustos 2016 Cuma 09:30
TARIMSAL ÜRETİM GÜMRÜK BİRLİĞİ’NE DAHİL OLACAK
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, 2017 yılının başlangıcı ile Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşmasında tarımsal üretimin de kapsayacağını ve çiftçileri destekleyici politikaların devam edeceğini söyledi. Bakan Zeybekçi 15 Temmuz darbe girişiminin; 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat postmodern darbelerinden farklı olarak bir işgal hareketi olduğunu belirtti.
İzmir Ticaret Borsası'nın, tarımsal üretimin teşvik edilmesi amacıyla geleneksel olarak düzenlediği ilk ürün toplantısı Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılımıyla gerçekleşti. Yeni sezonun ilk çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru incirinin tanıtıldığı toplantıya Bakan Nihat Zeybekci'nin yanı sıra İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, MHP İzmir Milletvekili Oktay Vural ve iş adamları katıldı.
7 YAŞINDA AMELE OLARAK BAŞLADIM
İzmir'de olmanın mutluluğunu dile getiren Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, "Üretmek, ürettiğini satmak, ürettiğin alın terinin karşılığını almak kadar herhalde hayatta güzel bir şey yoktur. 7 yaşında, tütün tarlasında amelelik yapmaya başlayan birisi olarak, çiftçiliğin, tarımın her şeyini bilen birisi olarak şuraya konan ürünün ne demek olduğunu gayet iyi biliyorum. Bunun ne emeklerle buraya geldiğini, birilerinin nasıl gözünün nuru olduğunu, nasıl alının teri olduğunu, bir genç kızın nasıl çeyiz ümidi olduğunu ve gencin nasıl düğün ümidi olduğunu biliriz. Türkiye olarak hakikaten bu anlamda Allah özenerek, Allah'ın bolca, cömertçe verdiği bir coğrafyadayız. Hele hele İzmir başkent olmak üzere bizim bu Ege coğrafyasında; dağlarından yağ, ovalarından bal akan coğrafya burası. Türkiye Avurpa'nın bir numarası, Dünya'nın 7. ülkesi, üretimde milli hasıla olarak. Bizim için yeterli mi? Değil. Çünkü sıradan bir ülkemiz yok, ürettiğimiz ürünlerde dünyada tekel olabilme imkanımız var. Fiyatları ve piyasaları doğrudan kontrol edebilme imkanımız var. Bunların başta gelen ürünleri de tabi ki; üzüm, incir, zeytin yağ, fındık gibi" dedi.
TARIMDA KORUMACI POLİTİKA UYGULUYORUZ
Türkiye olarak, tarımın üzerindeki hassasiyeti başka hiçbir yerde göstermediklerini belirten Zeybekçi; "Tarımda istisnasız ve toleransız bir şekilde korumacı politikalarımızı bütün dünya biliyor. Belki tüketicinin, dar gelirli vatandaşlarımızın fiyatlarını, acil ihtiyaçlarının karşılanmasında enflasyonla ilgili spekülatif yaklaşımlar olduğunda belki müdahaleci söylemlerimiz veya müdahalelerimiz olabilir. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmamızda tarım ürünlerini ve gıdayı dahil etmemişiz. Demişiz ki biz burada hassasız. Burada Avrupa Birliği ve bizim çiftçilerimizin tarım ürünlerimizin rekabet edebileceğini inanmadığımız için bir süreliğine bunu bırakmışız. Şuanda devletimizin vermiş olduğu sübvansiyonlar ve destekler anlamında baktığımız zamanda bütçe imkanlarıyla yeterlidir, yeterli değildir ama ölçü olarak söylüyorum. 2002'de pamuğa verilmiş olan desteğin, pirimin 3 kuruşlar seviyesinde olduğunu, bugün 75 kuruş olduğuna bakarsak tabi ki daha fazla vermek lazım, daha fazla desteklemek lazım. Tarım ürünlerinde de farklı adımlar atmak lazım. Bütçemizin içinde en çok verdiğimiz pay tarım alanına vermiş olduğumuz desteklerdir. İhracatta da bugüne kadar vermiş olduğumuz tarımsal ürünlerdeki ihraç ürünlerde de çok hızlı bir şekilde dönüşüme gideceğiz. Doğrudan ürüne vermiş olduğumuz desteği önümüzdeki süreçte değiştirerek işlenmiş ürüne vereceğiz" dedi.
BU DARBE GİRİŞİMİ DİĞERLERİ GİBİ DEĞİL, İŞGAL HAREKETİYDİ
Darbe girişimi hakkında da konuşan Bakan Zeybekçi; "İzmir ayrı bir övgüyü hak ediyor. İzmir nasıl ki 15 Mayıs 1919'da İzmir'e hain işgalcilerin postallarını ilk bastığında ilk kurşunu atarak onları yere serdiyse, 15 Temmuz 2016'da da İzmir muhteşem bir destan yazdı. Çünkü İzmir'in düşmana karşı bir refleksi oluşmuş. Ne zaman düşman gördü, İzmir ayaklanıyor. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, hiç kimsenin tereddüdü olmasın, bu milletin sözlüğünde esir olmak yok. Bu milletin sözlüğünde aman dilemek yok. Başkalarının sözlüklerinde olabilir. Türkiye ile ilgili planı olan hainlerin ihmal ettikleri en önemli şeylerden bir tanesi bu. Onlar "hık" deyince zannettiler ki bunlar arkalarına bile bakmadan kaçacaklar, bir hain televizyondan öyle diyordu. Bu millet bir oldu. Siyaseten de baktığımızda AK Partilisi, Milliyetçi Hareket Partilisi , Cumhuriyet Halk Partilisi ve bütün siyasi görüştekiler bu hain davranışın karşısında durdu. Çünkü hissetti, bu ihanet diğerleri gibi değildi. 1960'daki, 1971'deki, 1980'deki, 28 Şubat'taki post modern darbeler gibi değildi. İnanın bana bunu altını çizerek söylüyorum, bu bir işgal hareketiydi, Türkiye'yi bölme hareketiydi. Türkiye'nin içinde başka ihanet veyahut başka posttan çıkarma hareketiydi. Millet hassasiyeti ve hissiyatı ile tüm varlığıyla bunların karşısında durdu. Hamdolsun bugün, İzmir Ticaret Borsamızda, ilk ürün törenimizi yapıyoruz. 18 Temmuz Pazartesi günü Türkiye'de her şey çalışıyordu. 16 Temmuz Cumartesi günü buradaki arkadaşlarımızın da söylediği, insanlar fabrikalarında üretime devam ediyordu. Çünkü o da bir ayaklanıştı, bir direnişti darbeye karşı" dedi.
TARIMSAL ÜRÜNLER GÜMRÜK BİRLİĞİ'NE DAHİL OLACAK
Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, milli güvenliğimiz için, ülkemizin geleceği için tarımı desteklemek ve tarımsal ürün ihtiyacımızı ve üretimimizi ve geleceğimizi garanti altına almak gibi bir sorumluluğu olduğunun altını çizen Zeybekçi; "2017'den başından itibaren tarımı ve tarımsal üretimi Gümrük Birliği kapsamına alma görüşmelerine başlıyoruz. Türk tarımını, Türk tarımsal üretimini artık Avrupa ile rekabet edebilir bir alana götürmek girişimidir. Nasıl? Biz ülke olarak şu politikayı belirledik. Türkiye'yi gümrük duvarlarıyla koruyarak içerideki tarımsal üretimimizi fiyatlarını yukarıda tutup, tüketiciye bu maliyeti genel itibariyle katlandırıyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri ne yapıyor? Onlar duvarlarını açarak, fiyatlar aşağıda ama ülkelerinin vermiş oldukları desteklerle üreticinin eline geçen fiyatı bütçe kaynakları ile destekleyerek yukarı çıkarıyorlar. Avrupa Birliği ile bu Gümrük Birliği kapsamında; tarım, tarımsal üretim, tarım ürünleri, gıda dahil olduğunda yapacağımız şey budur. Duvarları kaldırıp, Avrupa Birliği dahilinde, ürünlerin Avrupa Birliği ile fiyat anlamında tam bir homojenlik oluşması ama çiftçimizin o ürününü üretmesi için gerekli olan fiyatı da tarımsal desteklerimizi gerektiği kadar artırarak bunu sağlayacağız" dedi.
/ EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.