23 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • İzmir20°C
  • Ankara13°C

KİMSENİN YAPTIĞI İHANET YANINA KAR KALMAYACAK

28. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda hiçbir terör örgütünü, hiçbir teröristi barındırmayacağız. Ya imha olacaklar, ya teslim olacaklar, ya da defolup gidecekler” dedi.

Kimsenin Yaptığı İhanet Yanına Kar Kalmayacak

19 Ekim 2016 Çarşamba 16:01

28. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda hiçbir terör örgütünü, hiçbir teröristi barındırmayacağız. Ya imha olacaklar, ya teslim olacaklar, ya da defolup gidecekler” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 17 ilinden gelen mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi. Batman, Bingöl, Burdur, Erzincan, Gaziantep, Giresun, İzmir, Kayseri, Konya, Manisa, Osmaniye, Sakarya, Sivas, Şanlıurfa, Yozgat ve Zonguldak’tan gelen 400’ü aşkın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde verilen öğle yemeğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı. 19 Ekim Muhtarlar günü vesilesiyle muhtar federasyonları ile bağlı oldukları Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu ve Türkiye Muhtarlar Federasyonunun temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, ayrıca Türkiye’nin en genç muhtarı, en uzun süre görev yapan muhtarı, aynı anda görev yapan karı-koca ve anne-oğul muhtarlar da hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğle yemeği öncesinde muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı.

“MİLLETİNE EFENDİLİK YAPAN DEĞİL, HİZMETKÂR OLAN BİR YÖNETİM ANLAYIŞININ YERLEŞMESİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ MESAFELER KAT EDİLDİ”

Konuk muhtarların 19 Ekim Muhtarlar Gününü kutlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarların seçimle iş başına gelinen görevlerin ilk basamağı olarak, demokrasinin temel taşları olduğunu söyledi. Bir hizmete talip olarak, milletin gönlünü kazanmanın, oyunu almanın ne demek olduğunu bilmeyenlere bu işi anlatmanın zor olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Malum olduğu üzere bir atanmışlar var, bir de seçilmişler. Aslında seçilmiş gibi görünenlerin bir kısmı da atanmış hükmündedir. Çünkü bunlar, kendi bileklerinin hakkıyla değil, alavere-dalavereyle bulundukları yerlere gelmişlerdir. Öyle olduğu için de, milleti, milletin tercihlerini, milletin değerlerini küçümserler. Halkın desteğini kazanmak için verilen mücadeleyi, kendi akıllarınca önemsiz görürler. Hâlbuki bu kişilerin çoğu, gerçek anlamda bir seçime girseler, belki evlerindeki eşlerinin, çocuklarının, kapı komşularının, mahallesindeki esnafın dahi oyunu alamayacak durumdalar.”

Seçilmiş ve atanmışlara, üstlendikleri görevlerinin gereği olarak kendilerine tahsis edilen imkânların birer emanet olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl olanın bu emaneti namus bilip korumak ve görevin gereklerini bihakkın yerine getirmek olduğunu ifade etti.

Milletine efendilik yapan değil, hizmetkâr olan bir yönetim anlayışının yerleşmesi konusunda çok önemli bir mesafe kat edildiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “15 Temmuz gecesi vatanına, bayrağına sahip çıkmak için yolları ve meydanları dolduran milletimiz, işte bu anlayışla devletinin yanında yer almıştır. O gece darbecilerin karşısına dikilen kahraman vatandaşlarımız, ancak istiklaline sahip çıkarsa güvenli bir geleceği olabileceğini biliyordu. İşte bunun için biz 15 Temmuz’a İkinci Kurtuluş Savaşımız diyoruz” dedi.

“SİYASİ HAREKETLER DOĞRUDA BÜTÜNLEŞMEYİ SAĞLADIĞI SÜRECE BU MİLLET KAZANACAKTIR”

Kurtuluş Savaşı’nın, öncesi ve sonrasıyla, çok iyi öğrenilip anlaşılması gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gündeme getirdiği Lozan Anlaşmasının gençler tarafından incelenip araştırılmasından birilerinin rahatsız olduğunu söyledi ve ekledi: “Niye korkuyorsunuz? Tartışılsın, incelensin, kim ne demiş, görülsün. Doğru, yanlış; bilelim. ‘Partimin kurucusu Lozan’da imzaya gitmiş veya imza atmış diye bu doğrudur’ diye bir mantık olamaz. Acaba doğru mudur, bu soruyu kendimize bir soralım. Yanlış diyenler varsa, niye yanlış diyor, bunu da soralım. Tek tipçi bir insan, biz böyle bir gençlik istemiyoruz. Sorgulayan bir gençlik istiyoruz, araştıran bir gençlik istiyoruz. Sorguladığı zaman, araştırdığı zaman hakikati yakalayacaktır” diye konuştu.

Gündeme geldiği için kimi çevrelerin rahatsız olduğu Misak-ı Millî kavramını gündeme getirenin Gazi Mustafa Kemal olduğuna işaret ederek, “Niye rahatsız oluyorsunuz? Burada bu milletin geçmişi yok mu?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konu ile ilgili dünkü grup toplantısında açıklamalarda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi Başkanı Devlet Bahçeli’ye teşekkür etti ve “Siyasi hareketler de doğruda bütünleşmeyi ortaya koyduğu sürece bu millet kazanacaktır” diye ekledi.

Kurtuluş Savaşına girerken hedefin ‘Misak-ı Millî’ sınırlarına sahip çıkılması olduğunu; ancak hem batı, hem de güney sınırlarında Misak-ı Millî hedeflerinin korunamadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dönemin şartları itibariyle bu durumu mazur görenler, göstermeye çalışanlar olabilir. Bu yaklaşımı bir yere kadar mazur görmek mümkündür. Asıl vahimi, zorunluluklardan kaynaklanan bu durumu esas olarak kabul edip, kendimizi tamamen bu kabuğun içine hapsetme anlayışıdır. Biz, işte bu anlayışı reddediyoruz” ifadelerine yer verdi.

“2016 YILINDA 1923’ÜN PSİKOLOJİSİYLE HAREKET EDİLEMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında, 1923’ün psikolojisiyle hareket edilemeyeceğini, bunda ısrar etmenin ise ülkeye ve millete yapılacak en büyük haksızlık olacağını vurgulayarak,  dünyada her şey değişirken, o tarihteki konumu korumanın bir kazanç olarak görülemeyeceğini belirtti.

Kurtuluş Savaşı’nın, ‘hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh tüm vatandır’ stratejisiyle kazanıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstiklalimizi bu anlayışla kazandığımız halde, bizi, Cumhuriyet tarihimizin tamamını hattı müdafaayla geçirmeye zorlayan anlayışı geride bırakmak mecburiyetindeyiz. 93 yıldır başımıza ne geldiyse bu anlayıştan gelmiştir. Nitekim şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, sorun kapıyı çalmadan, bıçak kemiğe dayanmadan, gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeden harekete geçemediğimizi görüyoruz. Bunun için dikkat ederseniz kapımız hiç boş kalmadı, rahat nefes aldığımız dönemimiz hiç olmadı ve her dönem büyük bedeller ödedik” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE ARTIK YANLIŞ GÜVENLİK ANLAYIŞINI TERK ETTİ”

Türkiye’nin, artık bedel ödemek istemediğini ve bu yanlış güvenlik anlayışını terk ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan sonra sorunların kapımızı çalmasını beklemeyeceğiz. Bundan sonra bıçak kemiğe dayanana kadar sabretmeyeceğiz. Bundan sonra gırtlağımıza kadar bataklığa gömülmeye rıza göstermeyeceğiz. Artık sorunların üzerine biz gideceğiz. Terör sorunumuz mu var? Terör örgütlerinin gelip bize saldırmasını beklemeyeceğiz. Bu örgütler nerede faaliyet gösteriyorsa, nerede yuvalanıyorsa, gidip orada tepelerine tepelerin bineceğiz. Suriye’de, Irak’ta bize yönelik tehditler mi var? Bu tehditlerin sınırlarımıza dayanmasını beklemeyeceğiz. Tehditleri kaynağında yok etmenin, çözmenin çaresine bakacağız. Sineklerle uğraşmak yerine bataklığı kurutmanın yollarını bulacağız. Bakınız, Türkiye 30 yılı aşkın bir süredir PKK terör örgütüyle mücadele ediyor.

“PKK’YI SAKLANDIĞI İNLERİNDE BULUP BERTARAF EDECEĞİZ”

Bu örgütün yaklaşık 40 bin mensubunu imha ettik, ama eylemlerini durduramadık. Çünkü biz, uzun yıllar PKK bize saldırdığında karşılık veriyorduk. Bundan sonra, ülke içinde ve dışında, PKK’yı saklandığı inlerinde bulup bertaraf edeceğiz. Ülke içinde, bunların yıllardır gizlendiği, saklandığı, eylem hazırlığı yaptığı yerleri tespit ettik, birer birer hepsini de yok ediyoruz, edeceğiz. Bölücü örgüte destek veren, imkân sağlayan kim varsa, hepsinin de kökünü kurutacağız. Şimdiden söylüyorum, biz kendilerini bulup yok etmeden nereye gideceklerse gitsinler, bu kadar açık söylüyorum. Aynı şekilde, yurt dışında üstlendiği yerlerde, rahat nefes alabildikleri tek günleri olmayacak. O ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarını da bu konuda sürekli rahatsız edeceğiz, önlerine dosyaları koyacağız. İçeri mi atarlar, bize mi teslim ederler, ne yaparlarsa yapsınlar.  DHKP-C ve benzeri örgütlerin mensuplarını, harekete geçemeden, inlerinde yakalayıp adalete teslim ediyoruz. FETÖ’yle de aynı şekilde mücadele yürütüyoruz. Bu ihanet çetesinin kamudaki, sivil toplum kuruluşları içindeki, iş dünyasındaki tüm elemanlarını adım adım takip ediyoruz. Bu ülkede artık, kimsenin yaptığı ihanet yanına kar kalmayacak. Hiçbir terör örgütünü, hiçbir teröristi bu topraklarda barındırmayacağız. Ya imha olacaklar, ya teslim olacaklar, ya da defolup gidecekler.”

“KİMSEDEN BİZE FAYDA YOK, KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESMELİYİZ”

Suriye ve Irak’ta yaşanan hadiseler karşısında da, işte bu yeni güvenlik anlayışına uygun bir duruş sergilendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllarca Suriye’de, hem mazlum Suriye halkının mağduriyetini giderecek, hem Türkiye’nin sınırlarının güvenliğini sağlayacak bir çözüm bulunması için beklediklerini; ancak bekledikçe sorunların Türkiye’nin üzerine geldiğini vurguladı.

“Bir yanda DEAŞ terör örgütü, diğer yanda PYD-YPG terör örgütü karşımızda bayrak sallamaya başlayınca anladık ki, kimseden bize fayda yok, kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz gerekiyor” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Cerablus operasyonuna başlarken diğer ilgili ülkelere bilgi verdiğini; ancak kimseden izin almadığını açıkladı.

Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla birlikte operasyonunun başarıyla yürütüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de bizim 2 ayda elde ettiğimiz netice, daha önce 4 yılda başarılamamıştı. Sahaya girince gördük ki, aslında Suriye’nin sorunu DEAŞ değil. Ortada bir taktik ve strateji oyunu var. Suriye halkı, bu oyunun kurbanı olarak seçilmiştir. Düşünebiliyor musunuz, 6 yılda 600 bin insanın canına mal olan bu oyunu bozan, Türkiye’nin 2 ay önce başlattığı hamle olmuştur” değerlendirmesinde bulundu. / EGE BASIN GRUBU

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.