ENERJİ YOĞUN SEKTÖRLER KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETMELİ

Türk sanayisinin temel üretim güçleri olan Demir Çelik, Plastik, Kimya, Çimento gibi sektörler; son iki yılda dört kattan fazla artan enerji maliyetleri yüzünden uluslararası pazarlarda rekabetçi olmaktan hızla uzaklaşıyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların tükettiklerinin en azından bir bölümünü üretebilmeleri, rekabetçi yapıları açısından kritik önem taşıyor. 
Batı Polimer Genel Müdürü ve Plastik Sanayicileri Dernekleri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Üyesi Berat Güzelel, enerji yoğun sektörlerde başta çatı tipi güneş enerji santralleri olmak üzere öz tüketimi karşılayacak enerji yatırımları için özel bir teşvik mekanizması kurgulanması gerektiğini belirtti. 

 2 YILDA YÜZDE 400 ARTIŞ 

2021 yılı başında 5-6 cent/dolar seviyesinde olan 1 kilovat enerji maliyetinin bugün 20 cent/dolar seviyesine yaklaştığını hatırlatan Güzelel, gelecek yıl 25 cent/dolar ve üzerinin görünmesinin şaşırtıcı olmayacağını belirtti. 
Firmaların lisanssız enerji santrallerini kurabilmeleri için uygun teşvik ve finansman modellerine ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Batı Polimer Genel Müdürü Berat Güzelel, “Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın tetiklediği jeopolitik gerginliklerin etkisi ile enerji fiyatları tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Ülkemiz bu gerginliğin tarafı olmamakla ve her iki taraf ile temas edebilen bir politika izlemekle önemli bir diplomatik başarı sergiliyor. Ancak enerji maliyetlerindeki öngörülemez artışlar, Türk sanayicilerini uluslararası pazarlarda rekabetçi olmaktan hızla uzaklaştırıyor.” dedi. 

 “LOJİSTİK VE MALİYET AVANTAJINI KAYBEDİYORUZ”

Şirketlerin öz tüketimlerini karşılayacak enerji üretmelerinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını beklediklerini sözlerine ekleyen Güzelel, şu değerlendirmeyi yaptı: 

“Bugün Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde de enerji maliyetleri önemli bir sorun oluştururken yerli sanayicilerini ayakta tutacak her türlü girişim hızla devreye alınıyor. 
Özellikle sanayicilerin üretimde kullanacakları enerjiyi üretmeleri için her türlü izin, lisans, ÇED, devreye alma, bağlantı izni gibi süreçler sadeleştiriliyor, bürokratik mekanizmalar asgariye indiriliyor. Santral yatırımları için gereken finansmana erişim kamu eliyle kolaylaştırılıyor ve güçlendiriliyor. Ülkemizde de elbette lisanssız çatı tipi güneş enerjisi santralleri kurulabiliyor. Ancak bu santrallerin kurulum maliyetleri firmalarımızın pek çoğu için karşılanabilir olmaktan çok uzakta. Firmalarımız, işletme giderleri için krediye erişimde ciddi sıkıntı yaşarken, enerji yatırımlarına kaynak aktarması son derece güçleşiyor. Bu durum ülkemiz sanayisinin Avrupa pazarlarına yönelik lojistik ve maliyet avantajını giderek kaybetmesi sonucunu doğuruyor. Beklentimiz, tamamıyla enerji yatırımlarında kullanılacak çerçevede, suistimale kapalı, sıkı denetime açık bir destek mekanizmasının sağlanması. Bu sistem, santral ekipmanı ve montajında mal ve hizmet üreten sektörlere de can suyu olacaktır.”