Günlük yaşamda sıradan bir enfeksiyon hastalığı olan ve çoğu zaman bulgu bile vermeden geçirilen toksoplazma enfeksiyonu hamilelikte çok tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor! Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cüneyt Genç, anne adaylarının hem kendilerini hem de bebeklerini alacakları basit tedbirlerle toksoplazma enfeksiyonundan koruyabileceklerini söyledi.
Gebelik, kadınlarda fizyolojik ve psikolojik yönden önemli değişikliklere neden olan uzun ve meşakkatli bir süreç. Sorunsuz bir hamilelik dönemi geçirmek ve bebeklerini kucaklarına sağlıklı bir şekilde almak isteyen anne adaylarının, bu dönemde dış etkenlere karşı kendilerini her zamankinden daha özenli şekilde korumaları gerekiyor. Pek çok enfeksiyon ve hastalık, gebe sağlığını açık veya gizli olarak etkiliyor. Birçok yolla bulaşan toksoplazma enfeksiyonu da sinsi tehlikelerden biri.
Her anne adayının toksoplazma enfeksiyonuna karşı dikkatli ve bilinçli olması gerektiği uyarısında bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cüneyt Genç, “Toksoplazma tek hücreli bir canlıdır ve kedigiller bu parazitin doğal rezervuarıdır. Enfekte kedilerin dışkısında bol miktarda ookist denilen enfeksiyon etkeni bulunur. Genç veya yavru kediler daha çok ookist atarlar. Ookistler kedi tarafından dışkıladıktan 24 saat sonra enfeksiyon oluşturma özelliği kazanırlar. Oosit içeren dışkı bahçe toprağında, kedi kumunda, parklardaki kum havuzlarında, sebzeler üzerinde bulunabilir ve bulaşabilir. Çiğ et ürünleri de bu kistleri barındırabilir ve bu etlerin iyi pişmeden ya da çiğ olarak tüketilmesi de enfeksiyonu bulaştırabilir. İnsandan insana bulaşmaz. Gebeler kendilerinin ve bebeklerinin sağlığı için toksoplazma enfeksiyonuna karşı bilinçli ve dikkatli olmak zorunda” dedi.
HAMİLELER DAHA DİKKATLİ OLMALI
Toksoplazma enfeksiyonunun gebelik sırasında alınmasının tehlikeli sonuçlara yol açtığına dikkat çeken Dr. Cüneyt Genç şunları söyledi: “Sağlığa normalden çok daha fazla dikkat edilmesi gereken bir süreç olan gebelikte toksoplazma paraziti alınması durumunda, bu parazitler kandaki dolaşım sırasında plesentaya ve daha sonra da bebeğe geçerek konjenital toksoplazma enfeksiyonuna neden olur. Gebeliğin geç dönemlerinde enfeksiyon bebeğe daha kolay geçer ve daha az sorun ortaya çıkarabilir. ABD’de her yıl ortalama 4 bin konjenital toksoplasma vakası görülüyor. Bu enfeksiyon bebeklerde görme zayıflığı, körlük, havale, mental ve motor gelişmede gerilik gibi problemlere neden olabiliyor. Enfeksiyonun bebeğin anne karnında kaybına veya düşüğe yol açtığı da biliniyor. Bu açıdan enfeksiyon konusunda bilinçli olmak çok önemli.”
PARAZİT ORGANLARDA YILLARCA YAŞAYABİLİR
Normal bireylerde bağışıklık sisteminin güçlü olması durumunda bağırsak sisteminden kana karışan bu parazitlerin sadece biraz kas ağrısı, kırgınlık ve lenf bezlerinde şişliğe sebep olduğunu kaydeden Dr. Genç, “Normal zamanlarda bu enfeksiyon hiçbir bulgu vermeden de geçirilebilir. Parazitler 2-3 hafta kanda dolaştıktan sonra kaslarınız ve çeşitli organlarda yıllarca kalabilirler ve bağışıklık sisteminiz iyi olduğu sürece bir soruna yol açmazlar” değerlendirmesinde bulundu.
BASİT TEDBİRLERLE ÖNÜNE GEÇEBİLİRSİNİZ
Anne adaylarının hem kendilerini hem de bebeklerini alacakları bazı basit tedbirlerle toksoplazma enfeksiyonundan koruyabileceklerini belirten Dr. Cüneyt Genç, kedi besleyen ya da kedi beslenen ortamlarda bulunan hamilelere ise şu önerilerde bulundu:
“Hayvanlar ve özellikle kediler evdeki en güzel dostlarımız. Ancak anne adaylarımızın bu konuda kendileri ve bebeklerinin sağlığı için daha bilinçli ve dikkatli olması, bazı tedbirleri alması gerekiyor. Her kedi toksoplazma riski taşımaz. Yavru ve genç kedilerde bu risk daha fazladır. Bu dönemde, sokakta gördüğünüz, tanımadığınız kedilere daha mesafeli davranmanız, kendi kedinizin dışarı çıkmasına izin vermemeniz, hep hazır kuru mamalar verilmesi, asla çiğ et ürünü yedirilmemesi, mutfak tezgahında ya da yemek masasında dolaşmasına izin verilmemesi önemli. Kedinin kumu her gün değiştirilmeli. Çünkü kedi dışkısındaki ‘ookist’ ilk 24 saat enfeksiyon yapmadığı için kum ne kadar sık değiştirilirse enfeksiyon kaynağını azaltılması desteklenir. Mümkün ise kedi kumunu bir başkasının değiştirmesini öneririm. Eğer anne adaylarının başka alternatifi yoksa değiştirme işleminde eldiven giysinler, kumun havaya karışan tozlarında da parazit bulunabilmesi nedeniyle de maske taksınlar. Kedilerini sevdikten ya da kumunu değiştirdikten sonra ellerini ağzına burnuna götürmesinler ve hemen ellerini sıcak su ve sabunla iyice yıkasınlar. Kedi tüylerindeki risk için de kedinin temizliğine dikkat etsinler.”
GÜNLÜK YAŞAMDA BAŞKA NELERE DİKKAT EDİLMELİ
Dr.Genç, hamilelerin enfeksiyondan korunmak için günlük yaşamda başka tedbirleri de almasının önemine dikkat çekerek diğer tavsiyelerini de şöyle sıraladı:
“Toksoplazma en çok pişmemiş ya da iyi pişmemiş etlerden de bulaşabilir. Bu nedenle et ürünleri çok iyi pişirilmeli, kalın et parçalarının içi çiğ kalmamalı. Etli çiğ köfte, çiğ salam, pastırma tüketilmemeli. Elinde açık yarası olan hamileler çiğ ete temas etmemeli, eğer dokunması gerekiyorsa mutlaka eldiven kullanmalılar. Bazı pastörize olmamış süt ürünlerinden de bu enfeksiyon alınabilir o nedenle gebelik sırasında mutlaka pastörize süt ürünleri kullanılmalı. İyi yıkanmamış sebzeler, özellikle salata malzemeleri toksoplazma barındırabilir. Yeşillikler çok iyi yıkanmalı ve sirkeli suda bekletilmeli. Sinekler paraziti taşıyabildikleri için camlara sineklik takılmalı ve evde açık yemek bırakılmamalı. Bahçe toprağı ve çiçeklerden de parazit alınabiliyor. Bahçe ve çiçeklerle uğraşanlar işleri bitince ellerini mutlaka sıcak su ve sabun ile yıkasınlar. Oyun parklarında da kum havuzları kediler için uygun bir dışkılama yeri oluyor. Buralara da dikkat edilmeli.”
“ENFEKSİYONUN FARK EDİLMESİ ZAMAN ALIYOR”
Ciddi belirtiler ile kendini göstermeyen toksoplazma enfeksiyonunun fark edilmesinin zaman aldığını vurgulayan Dr. Cüneyt Genç, “Hastalığa karşı en iyi korunma yöntemi hastalığı tanımak ve bulaşma yollarını en aza indirmek” diyerek şu bilgileri paylaştı: “Hastalık ciddi bir bulgu vermediği için hamile bir kadının toksoplazma aldığını anlaması çok zordur ve çoğu zaman fark edilmez. Hastalığın yeni geçirildiğini gösteren kan antikor testleri vardır ancak bu testler bazen hastalık geçtikten uzun yıllar sonra bile pozitif kalarak hasta ve hekimin yanlış kararlar almasına neden olabilir. Bu testlerin rutin bakılması o ülkedeki görülme sıklığı ile ilgilidir. Örneğin Fransa ve Belçika gibi hastalığın sık görüldüğü ülkelerde rutin tarama önerilirken, ABD ve İngiltere gibi nadir görülen ülkelerde rutin tarama tavsiye edilmemektedir. Hamile bir kadın toksoplazma aldığında mutlaka bebeğe de hastalık bulaşacak diye bir kural yok. Bebek hastalığı alsa bile özellikle gebeliğin son 3 ayındaysa büyük ihtimalle hiçbir sorun olmaz. Bu konuda bir diğer sorun da hastalığı anne karnında alan bebekte doğum sonrası çoğu zaman bulgu olmaz ve hastalığın hasarları yıllar sonra çıkabilir. Hastalığın alındığı kesin ise özgün ilaçlar kullanılarak bebeğe bulaşması azaltılabilir ancak bu konuda sonuçlar da maalesef çok net değil. Bazen ilaç tedavisine rağmen bebekte sıkıntı çıkabilir. Bu nedenle, hastalık hakkında bilinçli olmak, bulaşma yollarına karşı dikkatli olmak riski azaltmak için en iyi yöntem.” // EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.